6 Kasım 2016 Pazar

Oksültasyon ve Perküsyon Muayene

Perküsyon Muayane


Dokulara, parmak ya da bir enstrümanla vurarak uygulanan bir tekniktir. Muayeneyi yapan kişi, ortaya çıkan sesleri dinler ve hastanın reaksiyonunu gözler.

            Extraoral olarak perküsyon frontal ve maxiller sinüslerdeki hassasiyeti saptamak için sıklıkla kullanılır, sinüsün üstüne yerleştirilmiş bir parmağın üzerine parmak uçları ile hafifçe vurarak yapılır. İntraoral olarak perküsyon, dişleri değerlendiren bir metod olarak kullanılır. Genellikle, ayna sapı ile dişlere hafifçe vurularak uygulanır. Bu yöntemde, periodontal hastalık veya pulpitise bağlı inflamasyon bölgelerinde ağrı ortaya çıkabilir.

            Dişlerin kemikte ankilozu, perküsyonda değişik bir sese neden olur. Hasta dişe yapılan perküsyon, sağlıklı dişle karşılaştırılmalıdır. Destek dokular sağlamsa nispeten yüksek yonda ses çıkar. Zayıfsa ses yoğunluğu daha az olur. Akut Apikal Paradontitis'de hafif dokunma ile bile ağrı olur. Pulpitisli dişlerde, pulpanın akut iltihabı perküsyon ağrısına neden olur (periodontal membran sağlam olsa da).

         Perküsyon iki şekilde yapılır:

- Yatay perküsyon: Dişin buccal ve palatinal (lingual) yüzlerine vurularak yapılır.
- Dikey perküsyon: Dişlerin incisal yüzeyine ve occlusal yüzeyde her bir tüberkül   tepesine vurularak yapılır.
 Perküsyon, alt dişlerde, sondun belli bir mesafeden bırakıldığında yapacağı kuvvet kadar bir vuruşla uygulanmalıdır. Daha kuvvetli vurulursa sağlam diş de reaksiyon verir. Daha az vurulursa hasta da olsa reaksiyon alınmayabilir.

   Dikey perküsyonda ağrı periapikal bir patolojiyi de gösterir.

            Yatay perküsyonda ağrı, iltihabın periodontal dokulara yayıldığını gösterir.

      Sinüs gibi boşluklarla komşu dişlerde (örn: üst 5,6,7) daha farklı perküsyon sesi elde edilir.
 Perküsyonda, muayene edilecek organ üzerine sol el konur.

◦Sağ elin parmakları ile sol elin orta parmağına vurularak gelen sesler değerlendirilir.

◦ Solid ve kistik tümörlerin büyüklüğü ve sınırları bu şekilde tespit edilebilir.



Oksültasyon Muayene:   





Vücut içindeki sesleri dinleyerek yapılan muayenedir. Mutlaka steteskop kullanımı gerekli değildir. Muayeneyi yapan, Wheezing (hırıltılı solunum), TME seslerini (kliking, krepitasyon) seslerini dinleyebilir. Steteskop, oskültasyonda faydalı bir yardımcıdır. Baş-boyun bölgesinde, dişhekimini ilgilendiren çoğu ses (eklem bölgesinde krepitasyon (muayene sırasında iki cismin birbirine sürtünmesi ile oluşan çıtırtı sesi), çenelerdeki vasküler lezyonların üstündeki dokulardan gelen sesler steteskop yardımıyla değerlendirilebilir. Bazen mandibuladaki fraktür hatları da oskültasyonla lokalize edilebilir. Steteskobun diaframı fraktür şüphesi olan bölgenin bir tarafına yerleştirilir ve diğer tarafına parmakla perküsyon yapılır. Bir fraktürün varlığı, sesin iletimini engeller, yavaşlatır.
    Dişhekimliğinde steteskop kullanımının en önemli yerlerinden biri de kan basıncı ölçümüdür.
Saptanan abdominal gerginliğin nedenini anlamak için yapılan yardımcı bir yöntemdir.

◦Abdomende hassasiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra alt ekstremiteler de varis, ödem ve anormallik açısından değerlendirilir.
◦Daha sonra pelvik muayeneye geçilir.
◦Muayene metotlarını doktor uygular ancak hemşire sağlık ekibinin önemli bir üyesi olmasından dolayı bu metotlar hakkında bilgi sahibi olması gerekir.

5 Kasım 2016 Cumartesi

Genel Fizik Muayene

Genel Fizik Muayene

Standart bir jinekolojik muayene, genel fizik muayeneyi ve pelvik muayeneyi kapsar. Fizik muayeneye meme muayenesi ile başlanır. Hastanın yaşı ne olursa olsun yapılması şart bir muayenedir. Kadın ölüm nedenlerinin başında meme kanserleri gelmektedir. Bu nedenle meme muayenesi erken teşhis açısından çok önemlidir. Muayenenin başında hastaya, memelerinde şişkinlik, ağrı veya herhangi bir değişikliği fark edip etmediği sorulur.
Memelerin gözle muayenesinde, meme başında çöküklük, akıntı, memelerde asimetri, ülserasyon, deride portakal kabuğu görünümü ve areolada çekilme olup olmadığı araştırılır.

Memelerin elle yapılan muayenesinde hasta biraz öne eğik oturtulur. Memenin dört kadranı dikkatle muayene edilir. Aksiller ve supraklavikular düğümler palpe edilir. Hastanın ellerini yukarıya kaldırması ve elini beline koyması sağlanarak da aynı muayene yapılır ve memede bir tarafa çekilme, kitle ve sertlik araştırılır.
Meme muayenesinde ele gelen kitle, sertlik ve renk değişikliği varsa kanserden şüphelenilerek ultrasonografi ve mamografi gibi ileri tetkikler istenir. Hiçbir bulgu olmasa bile 40 ile 70 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez rutin mamografi çektirmeleri önerilir.

Meme muayenesinin sonunda hastaya kendi kendini nasıl muayene edeceği anlatılır. Kadınlara ayda bir kez kendi kendine ayna karşısında meme muayeneleri yapmaları ve şüpheli durumda doktora gitmeleri konusunda eğitim yapılır.

Muayene metotları aşağıda belirtilmiştir. Muayene metotlarını doktor uygular ancak hemşire sağlık ekibinin önemli bir üyesi olmasından dolayı bu metotlar hakkında bilgi sahibi olması gerekir (Örneğin hemşirenin aşırı kıllanması olan bir bireyi doktora yönlendirmesi gibi).


Inspeksiyon (Gözle Muayene) :

Gebe bir kadının harici muayenesine inspeksiyon ile başlanır. Daha memelerin inspeksiyonu ile, muayene edeceğimiz gebe kadının primipar veya multipar olup olmadığını ve emzirebilme hususundaki durumu tesbit edilir. Primiparlarda memeler, göğüs üzerine oturmuş ve gergin bir haldedir ve meme uçlarıyla dış taraflara doğru bakar durumdadır. Buna mukabil multi-parlarda memeler daha ziyade sarkıktır . Hatta bazan sarkmış olan memelerin, gebelik dolayısıyla büyümüş karın üzerine kadar vasıl olduğu görülür. Fakat memelerin sarkık olup olmaması gebenin primar veya multipar olduğu hususunda her zaman kafi bir belirti olamaz. Zira individuel ve konstitüsyonel farklar dolayısıyla multipar bir kadında memeler göğüse iyi oturmuş ve gergin olmasına mukabil, primipar bir kadında sarkık olabilir. Bu arada papilla mamnıa’nm durumunun doğumdan sonraki emzirme faaliyeti ve kabiliyeti bakımından ehemmiyeti vardır. Multiparlarda papilla, areolamamma’dan doğru 1 cm. uzunlukta ve 1 cm. kalınlıkta bir çıkıntı halinde bombeleşmiştir. Buna mukabil papilla mam-ma’nın ufak, meme içine doğru çökük oluşu, emme ve dolayısıyla beslerime durumu üzerinde tesir eder
Deride eski ve yeni çatlaklar, operasyon nedbeleri, deride dolgun venalar ve pupis kıllanma tipi, enfeksiyon skatrisleri, ülserasyonlar ve herniler tetkik edilir. Hastanın boyu, yüz yapısı, vücudun şişman veya astenik olması incelenerek hormonal bozukluk yönünden değerlendirilir. Karın, dış genital organlar, pubis, perine, anüs incelenir; gevşeklik, gerginlik ve şişlik gibi durumlar tümör açısından değerlendirilir.


Palpasyon (Elle Yapılan Muayene):



Doktor karın palpasyonunu, hasta sırtüstü yatar pozisyonda ve dizler bükülmüş vaziyette iken elinin iç yüzüyle nazik bir şekilde muayene yapar. Ele gelen kitle varsa yeri, büyüklüğü, yumuşaklığı, hassasiyeti ve hareket kabiliyetini tespit eder. Özellikle karaciğerin perküsyon ve palpasyonu çok önemlidir çünkü oral kontraseptif kullananlarda benign karaciğer tümörü gelişme riski vardır.

Palpasyon işlemi ile;

             Bir şişkinliğin ödem mi yoksa apsemi olduğunu, fıtık mı yoksa tümör mü olduğunu anlayabiliriz.


  1. Direkt palpasyon: Elle ve parmaklarla yapılan muayene işlemidir.
  2. İndirekt palpasyon: Bazı doku ve organların sonda ve tırnak muayene pensi gibi aletlerle yapılan muayene işlemidir.


PALPASYON MUAYENESİ İLE BELİRLENEBİLECEK DEĞİŞİMLER
  1. Bölgenin sıcaklığı (Calor): Muayene yaparken bölgenin ısısının artıp azaldığını anlayabilmek için simetrik bölgenin de ısısı kontrol edilmeli ve ona göre karar verilmelidir.
  2. Bölgenin duyarlılığı ve hassasiyeti: Hayvanın hastalıklı bölgesinde ağrının olup olmadığını anlayabilmek için o bölgeye parmakla hafif olarak bastırılır. Hasta; bağırma, sakınma gibi çeşitli reaksiyonlar veriyorsa o bölgede ağrı olabilir.
    • Ama unutulmamalıdır ki bazı durumlarda hayvanın duyarlılık hissi azalmış olabilir. Örneğin; felç gibi.
    • Aynı zamanda hastaya lokal veya genel anestezi yapılmış ise ilacın etkisi geçinceye kadar palpasyon işlemine duyarlılık göstermeyebilir.

  1. Lezyonun kıvamı (Consistance):
                                I.      Sulu kıvam: Şişkinliğe basınç uygulandığında serbest kısımların kabardığı ve el altında yumuşak bir kitlenin bulunduğu ya da baş ve işaret parmakları ile şişkinlik üzerine basınç uygulandığında basınç yapan parmakların etkisi ile diğer parmakların altında gerginlik oluşur. (Fluctuation)

                              II.      Hamur Kıvamı: Elle yoklandığında ve basınç yapıldığında parmakların izi kalır ve bu izler kısa süre sonra kaybolur. Bu durum deri altı bağ dokusunda şekillenen ödem ve hematomların eskimiş olanlarında görülür.

                            III.      Katı – esnek kıvam: Şişkinlik içi dolu kauçuk bir top gibidir. 

·         Kıvam ne tam sert ne de tam yumuşaktır.

·         Tümörlerin büyük bir kısmında ve çeperi kalın soğuk apselerde görülür.

·         Havası kaçmış tenis topu gibidir.

                            IV.      Sert kıvam: Taş gibi sert oynak olmayan kıvamdır. Parmak izi kalmaz.
.

3 Kasım 2016 Perşembe

ANAMNEZ NASIL ALINIR?

ANAMNEZ ALMA:          

   Ayrıntılı hasta hikayesini almada 3 önemli unsur vardır.  Bunlar asıl şikayet, mevcut hastalık ve yaralanmalarının durumu ve geçmiş tıbbi hikayedir. Hasta hikayesi almada bu unsurlar – ve soru teknikleri bilgi almada yardımcı olacaktır- alttaki bölümde ele alınacaktır. 


Soru Teknikleri:

             Hasta hikayesini alırken aç-bitir veya kapa-bitir sorularını kullanabilirsiniz. Aç- Bitir hastanın kendisini nasıl hissettiğini “evet” “hayır” dan ziyade ayrıntılı ve atlatmasıdır.  Örneğin “Göğsünüzdeki ağrıyı tanımlar mısınız?” sorusu aç-bitir için bir örnek olabilir. Kapa-bitir soruları hastanın cevabını minimale indirir. Örneğin “Hiç ilaç aldınız mı?” sorusu buna bir örnek olabilir. Hangi tip soruları seçerseniz seçin sonuçta bilgiye ihtiyacınız olacaktır. Hiçbir vakada cevap öneren soru kullanmayın örneğin “Göğüs ağrınız sıkıştırıcı tarzda mı?”. Bütün sorularınız basit ve kolay anlaşılır olmalıdır.           

  Sorularınız hastanın neden şikayet ettiğini anlamanıza, hastaya güvenli bakım vermenize ve durumu kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Hikaye alırken hastayla aynı seviyede olun ve anlattıklarına odaklanın. Hastanın istek ve endişelerine önem verin hastalıkları hakkında bilgi vermediklerinde bile. Eğer bir hasta üşüdüğünü söylüyorsa ona bir battaniye verin. Hasta sıcak hissettiğini söylüyorsa bu yapılmamalıdır. Hastanın ismini öğrenin ve değerlendirme esnasında adını kullanın.            

 Hastanın ne söylediğini dikkatlice dinleyin. Biz genellikle problemi önceden tahmin ederiz. Biz hastanın ne söylediğini dikkatlice dinlersen yanlış yapma ihtimalimizde azalır.             
Hastanın söylediklerini anladığımız gibi değilde söylediği gibi kaydetmemiz önemlidir. Çünkü spesifik kelimelerin spesifik anlamı vardır. En iyi kaydetme hastanın söylediğini yazmadır. Bu yanlış anlamaları da önler.                

 Asıl Şikayet:        

     Ası şikayet hastanın yardıma ihtiyaç duyduğu ağrı, rahatsızlık veya disfonksiyondur. Medikal vakalarda bir bayan göğüs ağrısı için sizden yardım isteyebilir. Travma vakalarında ise ilkyardımcı sizi bir adam düştü veya polis kaza oldu diyerek sizden yardım isteyebilir.             

Siz hastayla konuşarak ve hastayı değerlendirerek daha spesifik bilgi alabilirsiniz. Asıl şikayet birincil problemden farklıdır. Ası şikayet hasta veya ilkyardımcının gösterdiği bulgu ve belirtilerdir. Birincil problem şikayetlerin asıl medikal sebebidir. Örneğin hasta sağ ayağını ağrıdığından şikayet ediyordur fakat asıl problem tibia fraktürüdür.

 Mevcut Hastalık ve Yaralanmalarının Durumu: 

         Mevcut hastalık ve yaralanmalarının durumu asıl Şikayetin sorgulanmasıyla elde edilir. Medikal hastalarda özellikle hastanın semptomlarına dikkat edilmeli ve şikayetlerin yapısı ve lokalizasyonunu sorgulanmalıdır. Bunun için bize OPQRST kısaltması yardımcı olacaktır.

 O→     Onset: Problem başladığında ne yapıyordunuz?

 P→     Provacation:Problemi iyi yada kötü yapan nedir? 

Q→     Quality: Hasta problem yada ağrıyı nasıl tanımlıyor? 

R→     Radiation: Ağrının yayılımı yada eşlik eden problem var mı?

 S→      Severity: Ağrının şiddeti nedir?   1-10 arası puan verin.

 T→     Time: Ağrı ne kadar önce başladı?    



O→     Onset:           

  Problem ani mi?-yavaş mı? Başladı.Problem başladığında hasta ne yapıyordu? Travma vakalarında yaralanmanın mekanizması ve kazanın medikal bir problemden kaynaklanmadığını (epilepsi nöbeti geçirerek düşmesi gibi) belirlemek gerekir.  Medikal acillerde semptom ve bulgular görülmeden hemen önce hastanın ne yaptığı sorgulanmalıdır. Hasta çalışıyor muydu? Egzersiz yapıyor muydu? Dinleniyor muydu? Uyuyor muydu? Yemek yeme ya da alkol alımı var mı? Ne yaptığı öğrenilmelidir.           
  Hastayı bulduğunuz ortamdaki çevreye şöyle bir bakın. Etrafta rahatsız edici bir koku, ortamın ısısı (sğuk, sıcak ve nemli), havada uçan partiküller var mı kontrol edin. İlaç kutusu, alkol şişesi, uyuşturucu kullanımına ait emareler var mı? Kötüye kullanım söz konusu olabilir mi? İlkyardımcının hastanın arkadaşının ya da aileden birinin hastalık karşısındaki tutumlarını davranışlarını değerlendirin. Bu davranışlar hastanın size karşı tutumunda belirleyici olabilir. Eğer sosyal çevre uygun değilse hasta kendini rahat hissetmez ve detaylı anamnez alamazsınız.

 P→     Provacation:            

 Birçok hastalıkta belirleyici olan ağrının, rahatsızlığın ya da disfonksiyonu arttıran ya da azaltan faktörlerdir. Bu faktörler hareket ettirme, basınç, katı ya da sıvı alınımı ve dinlenme yada uyumayı içerir. Hastanın pozisyonu belirleyici bir faktör olabilir. Hastanın iki büklüm dizlerini karnına çekerek yatması karın ağrısını azaltabilir. KKY olan hasta dik oturduğunda kolay nefes alır. Bu hastalar uyurken birkaç yastık kullanır. Supine pozisyonunda AC lerdeki sıvı hareketi sebebiyle nefes alamazlar. Hastaya hangi pozisyondayken nefes olmada zorlandığını sorun. Akut batınlı hastalarda derin nefes ağrıyı arttırır. Anginalı hastalarda derin solunumla ağrı değişmezken plöretik veya kosta fraktürlü hastalar derin nefes alamazlar. Solunumla ağrısı olan bütün hastalar sığ ama sık nefes alacaklardır.           

  Siz olay yerine gelmeden kısa bir süre önce alınmış olan ilaçların etkisi ve etkisinin olmayışı hastanın probleminin belirlenmesinde yardımcı olacaktır. Bronşial dilatatör, hipoglisemik ajan, anti-konvülsiyon gibi ilaçlar reçete ile alınır ve evde kullanılır. Hastanın herhangi bir ilaç alıp almadığı sorgulanmalıdır.          Hastanın aktivasyon, ilaç, pozisyon veya değer durumlarla şikâyetlerinin artıp-azaldığını belirleyin. 

Q→     Quality:         

    Hastanın ağrıyı veya rahatsızlığını nasıl algıladığının sorgulanmasıdır. Hastaya ağrıyı dikkatlice dinlemesini ve sonra nasıl hissettiğini ifade etmesini isteyin. Ağrı sıkıştırıcı, yırtıcı, baskıcı, kemirici, kramp, keskin, künt  … tarzda mı? Belirleyin ve hastanın ifade ettiği gibi kaydedin. 

  R→     Radiation:      

       Ağrının lokalizasyonun ve bölgesinin tanımlanmasıdır.  Hastanın ağrısı nerede; hastanın eli strenumun üzerinde mi? İki eliyle karnını tutup iki büklüm olmuş mu? İnlemesi var mı? Araştırılmalıdır. Eğer hasta herhangi bir şey yapmıyorsa ağrısının nerede olduğu göstermesi istenmelidir. Ağrının lokalizasyonu ve sınırları sorgulanmalıdır.  Hassasiyetten ziyade tam ağrının yeri belirlenmelidir. Bununla beraber ağrının yayılımı yada hareketi belirlenmelidir. Lokalize ağrı spesifik bir alanda bulunur iken yayılan ağrı bir yada bir den fazla kaynaktan farklı alanlara doğru kayar. Yayılan ağrının başlangıç yeri ve ilerlemesi değerlendirilmelidir.         
    Hiçbir ağrı vücudun diğer parçaları tarafından refere edilmez. Yayılan ağrının en çok görüldüğü alan kalp ve diyaframdır. MI ve angina gibi kalp kökenli ağrılar sıklıkla çene, sol omuz, sırt ve epigastrik bölgeye yayılım gösterirler. Diyaframın irritasyonuna ilişkin ağrılarda genellikle klavikular bölgeye yayıldığı görülür.

 S→      Severity:      

       Hastanın hissettiği ağrı ya da rahatsızlığın yoğunluğunun belirlenmesidir. Hastaya hissettiği ağrının derecesini sorun ve sonra daha önce yaşadığı ağrılarla karşılaştırmasını isteyin. Hastanın hissettiği ağrıyı değerlendirmek amacıyla hazırlanmış bazı skalalar vardır. Bunların içerisinde en çok kullanılanlarından birisi hastanın ağrısına bir değer vermesinin istenmesidir. Ağrısızlık 0 (sıfır) en çok ağrıda 10  ise hastanın ağrısının hangi değere denk geldiğinin hasta tarafından ifade etmesi istenir. 10 şiddetindeki bir ağrı bayanlar için doğum ağrısı iken erkek hastalar için renal kolik ağrısıdır.                 
Ağrının şiddetini devamlılığı da önemlidir. Yavaş başlayıp giderek şiddeti artan bir ağrımı sabit şiddette bir ağrımı yoksa kolik tarzda gidip gelen bir ağrı mı? Değerlendirilmelidir. 

T→     Time: 

Ağrı ne kadar süredir etki ediyor. Birkaç gün, saat, dakika, saniyedir devam ediyor.  Önceki ağrı ne kadar önce görülmüştü?

Geçmiş Tıbbi Hikayesi:          

   Eğer medikal problem anlamlıysa hikaye alırken bunu tanıyabilirsiniz. Problemin ilk ne zaman olduğunun ve hastayı nasıl etkilediğinin belirleyin. Bu problem ne kadar sıklıkla olur ve hiç problemle ilgili medikal bakım aldı mı? Aldığı bakım efektif mi yoksa problem devam ediyor mu?          
   Hastanın geçmiş tıbbi hikayesini almak için kullanılan hatırlaması kolay bir kısalt ma vardır “AMPLE” bu kısaltma sayesinde hastanın geçmiş tıbbi hikayesini kolayca alabilirsiniz. 
A→     Allergies(Alerjiler):Hastanın herhangi bir ilaç, yemek ve diğer maddelere karşı alerjisi var mı?
 M→    Medications (İlaçlar): Herhangi bir ilaç kullanıyormusunuz? Kullanıyorsanız ne için kullanıyorsunuz? En son ne zaman aldınız?
 P→     Past Medikal Problems (Geçmiş tıbbi hikaye): Ciddi bir cerrahi operasyon geçirdi mi veya bir medikal problemden dolayı tedavi gördümü?
 L→     Last oral intake (En son ne yedi): Son 24 saat içerisinde zararlı olabilecek yiyecek veya içecek aldı mı?
 E→     Events preceding the emergncy (Aciliyetin sebebi): Kazaya ne sebep oldu? Semptomlar başlamadan hemen önce ne yapıyordunuz?

 A→  Allergies(Alerjiler):           

  Hastanın bilinen bir alerjisi var mı? (özelliklede penisilin). Alerji sıklıkla acil durum yaratır. Hastanın alerjilerinin öğrenilmesi özellikle transport sırasında bilinçsiz ya da konfüze olan hastalarda acil servis ekibine yararlı olacaktır.

 M→    Medications (İlaçlar):          

   Hastanın herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığı belirlenmelidir. Eğer alıyorsa ne için alıyor. Hastanın açıklaması tıbbi olmayabilir fakat sizin altta yatan sebebi öğrenmenize yardımcı olacaktır. Reçete edildiği halde ilaçlar alınmamış olabilir.  Bazen reçete edilen ilaçalar da alerjiye sebep olabilir. Hastanın kullandığı ilaçlar belirlenmeli ve transport sırasında hastaneye götürülmesi uygun olacaktır.

 P→     Past Medikal Problems (Geçmiş tıbbi hikaye):       

      Hastanın geçmişte yaşadığı medikal problemleri içerir. Var olan ve devam hastalıklar (ör. Diyabet, KKY, HT..) belirlenmesi bu hastalıkların mevcut problemle ilişkileri açısından değerlendirilmelidir. Geçirdiği operasyon, trafik kazası, hastanede hiç yatıp yatmadığının belirlenmesi sizin hastanın problemini tanınmanıza yardımcı olacaktır. Uzun süre yatalak olan bir hasta sizi solunum problemi için çağırdıysa altta yatan pulmoner emboli olabilir.

           Şu an var olan problemin daha önceden olup olmadığı olduysa aynı derecede mi yoksa farklı bir takım değişikliklerin varlığı da belirlenmelidir. Örneğin epilepsi nöbeti geçiren bir hasta için size hasta yakınları “Daha önce hiç böyle morarmamıştı ilk kez böyle oluyor” gibi bir açıklama hastada epilepsi haricinde solunum problemi olduğunun göstergelerinden biri olacaktır. 

 L→     Last oral intake (En son ne yedi):      

       Hastanın son 24 saat içerisinde yediğinin ve içtiklerinin belirlenmesidir. Bu hem zehirlenme şüphesi olan olgular için gerekli olduğu gibi var olan sorundan dolayı operasyona alınacak hastalar içinde belirlenmesi Acil servis ekibine yardımcı olacaktır. En son ne zaman yediği özellikle diyabet hastaları için önemlidir. Göğüs ağrılı bir hasta içinde ağır yağlı yemeğin yenilmediğin belirlenmesi gereklidir. Alkol alınıp alınmadığının belirlenmesi, alerjik bir şeyin yenilip yenilmediğinin (kabuklu fıstık- yumurta- deniz ürünleri gibi) öğrenilmesi gerekir. Bu bölümde aynı zamanda bağırsak ve üriner  aktiviteler araştırılmalıdır. Bayan hastalar içinde menstrual siklus, düzeni ve ekstra başka problem var mı araştırılmalıdır.

 E→     Events preceding the emergncy (Aciliyetin sebebi):     

        Travma olgularında kazanın mekanizmasına bakarak kazanın bir medikal problemden kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemeye çalışın. Araç kullanan bir kişi MI geçirerek kazaya sebebiyet verebilir. Yine hipoglisemik komada kişi merdivenden düşmüş olabilir. da aynı şey olabilir. İyi bir araştırma önemli bir medikal problemi hızlıca açığa çıkmasına yardımcı olur. Hastanın yaşamında herhangi bir değişiklik odlumu? Örneğin boşanma, ÖSS yi kazanamama, iş kaybı vb.  stresin kaynağı olabilir. 


2 Kasım 2016 Çarşamba

ANAMNEZ ÇEŞİTLERİ

Hasta Öyküsü Almak




Hasta Öyküsünde Genel Prosedürler 


Hastaya Yaklaşım; - Güven verici ve birazda arkadaşça olunarak Hasta rahatlatılır. 
- Hasta “Günaydın, ...bey / hanım" diyerek karşılanır,
- Hastanın eli sıkılır veya (eğer hastaysa) eline dokunulur, 
- İsim, görev ve hastaya yardımcı olacağınız söylenir, 
- Hastanın rahat olduğundan emin olunur,
- Hastaya, ona ne olduğunu bulmak için sorular sormak istendiği anlatılır,
- Hasta, ne kadar zamanının alınacağı ve beklentiler konusunda bilgilendirilir.

Hastayı Değerlendirme Sırası

1- Öykü
2- Fizik Muayene
3- Problem Listesi
4- Ayırıcı Tanı
5- Değerlendirme
6- Tanıyı Doğrulama
7- Tedavi

Hasta Öyküsünün Önemi Hasta Öyküsü; Ne olduğunu, hastanın kişiliğini, hastalığın hastayı ve ailesini nasıl etkilediğini, başka spesifik endişe olup olmadığını, fiziksel ve sosyal çevre bilgilerini verir, hemşire doktor hasta ilişkisini sağlamlaştırır, genellikle tanıyı koydurur.

Başlıca Semptom Veya Semptomlan Saptama 

- Problem olan nedir? Sizi doktora getiren nedir? gibi sorular sorulmalıdır.
- Yolunda gitmeyen ne? Doktora niye geldiniz?  gibi sorulardan kaçınılmalıdır. 
- Hastanın öyküsünü kendi kelimeleriyle anlatmasına mümkün olduğunca izin verilmelidir.
- Hastanın söyledikleri düzenli şekilde not edilmelidir. 
- Öykü alma öğrenilirken ilk 2 dakikada çok fazla soru sorma eğiliminde olunabilinir. İlk soru sorulduktan sonra hastanın sözü kesilmeden cevaplaması için 2 dakika vermelidir. Eğer öykü tamamen net değilse veya eğer öykü, tanı için önemi olan bir bilgi vermiyorsa endişelenilmemelidir. Eğer çok erken hastanın sözü kesilirse, önemli bir semptom veya anksiyetenin gözden kaçmasına neden olunabilir. 
- Hasta için önemli olanın ne olduğu öğrenilmelidir.
- Farklı hastalar, farklı şekillerde öykü verebilirler. Bazı hastaları konuşmaları için teşvik etmek gerekirken bazı hastalara da spesifik sorular sormak veya dağınık öykülerini toparlamak için araya girmek gerekebilir. Eğer araya girmek gerekirse bu açık ve kararlı bir şekilde yapılmalıdır.
- Eğer mümkünse, hastanın konuşmasını yönlendirmek sorgulamaktan daha iyidir. Hastanın düşüncesi anlamaya çalışılmalıdır.
- Genellikle ana semptomu tamamen anlamayı sağlamak için daha ayrıntılı sorular sorularak olaylar zincirinin ortaya çıkarılması gerekecektir.
- Hastanın temel yakınmasının tam bir tarifi alınmalıdır. 
- Semptom ve olaylar dizini sorgulanmalıdır.
- Yönlendirici sorular sorulmamalıdır. Öykü almadaki temel amaç hastanın yakınmasını kendi görüşüne göre anlamaktır. Hastanın öyküsüne müdahale edilmemesi önemlidir.
- Hastanın ruhsal durumuna ve sözsüz cevaplarına karşı duyarlı olunmalıdır. Örneğin duygusal konuların açığa vurulmasında tereddüt olabilir.
- Aşın sempatik olmadan anlayışlı, açık ve gerçekçi olunmalıdır. Nadiren şaşırma veya kınama gösterilmelidir.
- Semptomlar netleştirilmeli ve bir problem listesi yapılmalıdır.
- Hasta semptom veya semptomlarını tanımlama bitirildiğinde, semptomlar kısaca özetlenmeli ve başka bir yakınmanın olup olmadığı sorulmalıdır.

Hasta Öyküsü Almanın Normal Sırası - Temel yakınmanın cinsi, örneğin göğüs ağrısı, kötü ev koşullan
- Mevcut yakınmanın öyküsü
- Mevcut hastalıkla ilgili detaylar 
- Diğer semptomların sorgulanması
- ÖZ geçmiş 
- Soy geçmiş
- Kişisel ve sosyal geçmiş

Eğer ilk incelemelere göre bölümlerden birinde alışılmışın dışında önemli ayrıntılar varsa (Örneğin daha önce geçirilmiş bir hastalık veya operasyon! Bu konuyla ilgili incelemeler, öykünün seyir sırasına göre daha öne alına¬bilir (Örneğin; temel yakınma saptandıktan sonra öz geçmiş sorgulanabilir).

Mevcut Hastalığın Öyküsü - Hasta öyküsünü yazmaya, hastanın yakınması basit cümlelerle özetlenerek başlanılmalı. 
- Sorular Sorularak hastalığın kronolojik seyri belirlenmelidir.
- Hastanın en son ne zaman tam olarak kendini iyi hissettiği belirtilerek başlanılmalıdır.
- Semptomlar başlangıçtan itibaren kronolojik olarak sıralanmalıdır.  Hem hastalığın başlangıç zamanı hem de daha önceki doktora gelme zamanı arasında geçen süre kaydedilmelidir. Semptomlar haftanın günleriyle tariflenmemelidir çünkü bunlar bir süre son¬ra anlamsızlaşır.
- Sorular sorularak tüm semptomlarla ilgili detaylı bilgi edinilmelidir. 
- Tüm semptomlarla ilgili aşağıdaki detaylar öğrenilmiş olmalıdır;
-) Süre
-) Başlangıç-Ani veya yavaş 
-) Başlangıçtan sonrası; (sürekli veya periyodik, sıklığı, iyileşme veya kötüleşmeleri, arttıran veya azaltan faktörler, ilişkili diğer semptomlar.

Eğer semptom ağrıysa aşağıdakiler de tanımlanmalıdır;

- Yeri 
- Yayılımı 
- Karakteri,
- Şiddeti,

Hastanın öyküsünü tanımlanırken teknik terimlerden kaçınılmalıdır.

İlave Hasta ÖyküsüHastanın güvenli veya yeterli anamnez veremediği durumlarda gerekli bilgi arkadaşlarından veya akrabalarından alınmalıdır. Ani olaylarda görgü tanıklarından alınan anamnez de faydalı olabilir.

Bu nedenle akrabalarla veya şahitlerle de görüşmeye hazırlıklı olunmalıdır. Bu durum özellikle merkezi sinir sistemi hastalığı olanlar için önemlidir. Tarih ve anamnezin kimden alındığı da notlara eklenmelidir.

Gerekli olduğu zaman tercüman bulunmalıdır. Eğer gerekliyse aile hekiminin mektubu kullanılmalı veya aile hekimi ile temasa geçilmelidir.

1 Kasım 2016 Salı

KADIN HASTALIKLARINDA MUAYENE YÖNTEMLERİ


Jinekoloji, cinsel sağlığı ve üreme sağlığını korumaya yönelik, kadınlara özel tıbbi bir bakımdır.
Bu bakım;
◦Hastalıklardan korur,
◦Kanserlerin erken tanısını,
◦Üreme organlarını etkileyen enfeksiyonların erken tanı ve tedavisini
◦Kısırlık gibi komplikasyonların önlenmesini sağlar.
◦Doktorların çoğunluğu jinekolojik muayeneyi 6 ayda ya da yılda 1 kez önermektedir.
◦ Jinekolojik açıdan ilk muayene genellikle 18 yaşta önerilir ancak yaşa bakılmadan mutlaka jinekolojik kontrol yapılmasını gerektiren durumlar vardır.

Bunlar:

◦Karnın alt bölgesinde ağrı
◦Adet düzensizlikleri, âdet kanamasının olmaması veya aksaması,
◦Anormal kanamalar,
◦Dış genital organlarda ağrı, şişlik, kaşıntı, kitle ve yaralar bulunması,
◦Vajinal akıntı, kaşıntı ve ağrı olması,
◦On beş, on altı yaşına gelinmesine rağmen âdet kanamasının olmaması,
◦Cinsel temas yoluyla geçen hastalıklara maruz kalınması,
◦Toplumda çoğu kadın, önemli bir sorunu olmadıkça mahremiyet duygusu nedeniyle genellikle jinekolojik muayene olmak istemez.
◦Hastanın güveninin kazanılmasıyla bu durum ortadan kaldırabilir.
◦Hastaya şefkatle yaklaşıp yakın ve güvenilir bir iletişimle rahat bir muayene imkânı sağlanabilir.
◦Böylece hastanın eşine ve ailesine bile söylemekten çekindiği pek çok problemi ancak kendisine itimat ettiği sağlık personeline açması mümkün olabilir.
◦Muayene işleminde ilk aşama, hastadan doğru ve kapsamlı bir anamnezin alınmasıdır


1. Anamnez


Anamnez, doktorun hastaya teşhis koyma amaçlı olarak ona sorduğu sorulara sonucu elde ettiği hastanın öyküsüdür. Hastanın mevcut ya da geçmiş hastalıkları hakkında, kendisinden ya da bir yakınından alınan bilgilerdir.
Anemnez, hastalığın teşhisinde en önemli adımlardan biridir. Hastanın yaşadığı rahatsızlık, geçmişte yaşadığı ve ailesinde görülmüş olan hastalıklarla beraber değerlendirilerek teşhisin konması için gerekli tetkikler belirlenir. Hatta bazen sadece anamnez alınıp teşhis de konulabilir.
Anamnez sırasında ilk önce hastanın kimlik bilgileri alınır. Daha sonra kendisinin dilinden rahatsızlıkları dinlenir. Daha önce geçirmiş olduğu belli başlı hastalıklar ya da ailevî bir hastalığı olup olmadığı öğrenilir. Sosyoekonomik durumu ve alışkanlıkları buna eklendiğinde hastalık için bir ön teşhis konur. Bunu fizik muayene takip eder.
◦Kronolojik olarak hastanın yakınmalarını
◦Bu yakınmaların birbiri ile olan ilişkisini
◦Öz ve soy geçmişini
◦Alışkanlıklarını ve sistemlerin sorgusunu kapsar.
◦Anamnezle tanı için hangi laboratuvar incelemelerinin gerekli olduğuna ilişkin fikir edinilebildiği gibi bazen de sadece bu yöntemle tanıya varılabilmektedir.
◦Anamnez alınmadan önce hasta tuvalete gönderilerek mesanesi boşaltılır.
◦ Hasta rahat bir yere oturtulur ve iyi bir iletişim sağlanır.
◦ Hastayı doğru bir şekilde değerlendirmek için öykü alımı sırasında dostça bir ilişki kurmak çok önemlidir.
◦ Hastanın fiziksel ve psikososyal değerlendirilmesi yapılarak kapsamlı bir anamnez alınır.

Anamnezin ilk aşaması kimlik ve kişisel bilgiler ile ilgilidir. Bur aşamada hastaya şu sorular sorulur:
◦ Adı soyadı
◦ Yaş
◦ Meslek
◦ Medeni durum
◦ Evliyse bunun süresi
◦ Âdet düzeni
◦ Âdet kanamalarının kaç günde bir olduğu, kaç gün sürdüğü ve kanama miktarının nasıl olduğu
◦ Son âdet tarihi
◦ Son âdet kanamasının beklenilen zaman ve düzende bir kanama olup olmadığı
◦ Ara kanamaları olup olmadığı
◦ Âdetler sırasında ağrı olup olmadığı
◦ Âdet öncesinde herhangi bir gerginlik vb. olup olmadığı
◦ Vajinal akıntının olup olmadığı, varsa süresi, miktarı, rengi, kokusu gibi ayırıcı özellikleri
◦ Vajinal kaşıntı olup olmadığı
◦ Genital bölgede herhangi bir kitle, şişlik, siğil gibi anormallik olup olmadığı
◦ İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma gibi yakınmaların olup olmadığı
◦ Cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında ağrı veya kanama olup olmadığı
◦ Vücutta aşırı tüylenme olup olmadığı
◦ En son jinekolojik incelemenin ne zaman yapıldığı, bu incelemede herhangi bir tetkik (özellikle smear testi) yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sonuçları, muayene sonrası konulan tanı ve verilen tedavinin ne olduğu vs vs.

Obstetrik Açıdan;

◦ Daha önce hamile kalıp kalmadığı,
◦ Toplam gebelik sayısı,
◦ Hamile kalınmışsa bunların sonuçları (düşük, kürtaj, ölü doğum, canlı doğum, ektopik gebelik, molhidatiform vb.)
◦ Toplam doğum sayısı,
◦ Yaşayan çocuk sayısı,
◦ Daha önceki hamileliklerde yaşanan sorunlar (kanama, preeklempsi vb.),
◦ Doğumların şekli (sezaryen, normal doğum) ve tarihi,
◦ Sezaryen oldu ise bunun nedeni,
◦ Düşük olayı yaşanmışsa sonrasında düşük materyalinde herhangi bir genetik inceleme yapılıp yapılmadığı,
◦ Daha önceden kullanılan doğum kontrol yöntemleri,

◦ Şu anda kullanılan doğum kontrol yöntemi sorulur.


Özgeçmiş Bilgisi için;

◦ Kronik bir hastalığın olup olmadığı,
◦ Herhangi bir ameliyat geçirip geçirmediği,
◦ Düzenli kullandığı bir ilaç olup olmadığı,
◦ Alerjik durumu,

◦ Alkol ve sigara kullanımı sorulur.


Soy Geçmiş Bilgisi için;

◦ Ailede özellikle kadın hastalıkları ile ilgili kanser başta olmak üzere önemli bir hastalık olup olmadığı,
◦ Ailede herhangi bir kişide diyabet, hipertansiyon ve genetik olarak taşınan hastalık olup olmadığı sorulur.

◦Anamnez aşaması sona erdikten sonra genel fizik muayeneye geçilir.